11 Nisan 2011 Pazartesi

ANKARA - TRİLYE RESTAURANT

Bu sefer bir şehri bütünüyle değil de bir restaurant’ı ile anlatmak istiyorum. Evet Ankara deyince ilk olarak akla Anıtkabir, Bakanlıklar, Altgeçitler, Sakarya Caddesi vs geliyor olabilir, ama bunlardan hemen sonra (belki bir-ikisinden önce) gelmesi gereken yer bence Trilye Restaurant.

Bir deniz ürünü tutkunu olarak bunca zaman, bunca şehirde türlü deniz ürünü yedim ama hem sunumu, hem tadı ile bu kadar güzeline gerçekten çok az rastladım. Ankara’da balık restaurant’ına gitme fikrini başta yadırgadım açıkçası, Ege, Akdeniz dururken İç Anadolu’da balık restaurant’ı da nereden çıktı dedim ama gittikten ve yedikten sonra pişman oldum bu sözlere...

Trilye sıcak bir atmosfer ile karşılıyor sizi, menü gerçekten çok çeşitli. Özellikle mezeleri çok farklı, hem de leziz. Öyleki genelde mezeleri yemekten balığa yer ayıramıyorsunuz. :) Deniz kabukluları özellikle tavsiye edilir.

Restaurant’ın internet sitesi aşağıda, menüler hakkında buradan da detaylı bilgiye ulaşabilirsiniz.


Zaten sitede yenilikler bölümüne girerseniz orjinal menü derken neyi kastettiğimi daha net göreceksiniz. Şu an sitede yenilik başlığındaki yeniliklerden bir kaçı; Dilim kokoreç (Lahoz balığı filetosundan), Kalamarlı Kabak Çiçeği Dolması. Ayrıca menüdeki dikkat çekiciler Mürdüm Erikli Ahtapot, Deniz Kabuklularıyla Lahoz Yanağı Çorbası vs vs...
 
Bir diğer güzel yanı her gittiğinizde bu mezelerin değişiyor olması, yani demem o ki her gittiğinizde farklı bir sürpriz bekliyor sizi Trilye’de.
 
Ayrıca enteresan şeylerle de karşılaşabilirsiniz bu restaurant’ta. Örneğin garsonlar bir anda sorbe niyetine masaya sıvı nitrojen getirebilirler. Sizden denemeniz istendiğinde bir kamera şakasında olduğunuzu falan sanabilirsiniz ancak şaka değil gerçektir yaşananlar :)
 
Tabii bu kadar lafın sonrasında bir gerçeği de açıklamak lazım fiyatlar biraz pahalı... Ama değer mi, kesinlikle değer!!! Gidiniz, afiyetle yiyiniz...