27 Kasım 2016 Pazar

ISRAIL - KUDÜS

Uzun zamandır gitmeyi hayal ettiğim ve bir türlü gidemediğim Kudüs'e sonunda gitmeyi başardım. 3000 yıllık tarihi olan ve büyük dinlerin hepsi için kutsal kabul edilen bir yerden bahsediyorum. Daha gitmeden çok değişik bir deneyim olacağını biliyordum.

Kudüs'e gitmenin en mantıklı yolu, Tel Aviv üzerinden gitmek. Tel Aviv'den kendi imkanlarınızla gidebileceğiniz gibi benim tercihim olan tur otobüsleri ile de gidebilirsiniz. Yaklaşık 45dk'lık yolculuk sonrasında Kudüs'e varabilirsiniz. Biz otelden ayarladığımız İngilizce rehberli bir tura katıldık. Sabah otelden aldılar Kudüs'ün önemli tüm merkezlerini gezdirip tarihini anlattıktan sonra akşam otele geri bıraktılar. Açıkçası biz çok memnun kaldık. (Tren ile gitmeyi tercih ederseniz yaklaşık 2 saat sürüyor)

Kudüs dünyanın merkezi olarak kabul ediliyor ve yüzyıllardır üç din burada iç içe yaşıyor. Bir yanda Ağlama Duvarında Yahudiler ibadet ederken, yanda Mescid-i Aksa'da Müslümanlar namaz kılıyor, öte yanda Hristiyanlar Holy Sepulchure kilisesinde ibadet ediyorlar. Gerçekten enteresan bir deneyim... Kudüs 1967'ye kadar İsrail ve Ürdün yönetiminde iki ayrı bölgeden oluşuyor, sonrasında ise sadece İsrail yönetimine geçiyor. Şehirde hala bir Arap bölgesi bulunuyor. Onlar da sıkıntısız bir şekilde yaşıyorlar, diğer İsraillilerden farklı olarak askere gitmiyorlar.

Eski Kudüs'te tüm bölgeler ayrılmış durumda, Hristiyan Bölgesi, Yahudi Bölgesi, Ermeni Bölgesi ve Müslüman Bölgesi. Hepsinin şehre giriş kapıları farklı. Biz güne önce Davud Peygamberin kabrini ziyaret ile başladık, İsa'nın son akşam yemeğinin olduğu oda da bu bölgede yer alıyor.

20 Kasım 2016 Pazar

ISRAIL - TEL AVIV

2006 yılında bir iş ziyareti için gitme fırsatı bulmuştum Tel Aviv'e. İş gezisi olmasının da etkisi ile aslında pek de tadını çıkaramamıştım. Hatta sadece 40 dk. uzaklıktaki Kudüs'e bile gidememiştim.

Tam 10 sene sonra 2016'da bir kez daha gidip görme fırsatım oldu. Bu sefer hem Tel Aviv'in tadını çıkarttım, hem de muhteşem Kudüs'e gitme fırsatım oldu. Kudüs'ü ayrı bir yazıda yazacağım zaten.

Konuya İsrail’e gitmeye karar verme anı ile başlayalım :) Kararı verdiğiniz anda kontrol edilmeye başlanıyorsunuz. Öncelikle vize almanız gerekiyor. Benim muhtemelen 2. vizem olduğundan direk 1 yıllık ve çok girişli verdiler. Genelde tek giriş veriyorlar. Sıkıntı değil, vizenizi aldıktan sonra önce Türkiye'de sonra orada güvenlik kontrollerinden geçiyorsunuz. Genel bir tedirginliğiniz oluyor ama aslında çok da ekstrem bir durum değil. Bence asıl garip olan ülkeden çıkarken yapılan kontroller, kimsin nesin, neden geldin, yanındaki kim, neyin oluyor, nerede oturuyorsun vs. gibi özel hayatınızın dibine giriyorlar. Sanırım yüzünüzün şeklinden ve heyecan durumunuzdan yalan söyleyip söylemediğinizi anlamaya çalışıyorlar.

Aslında ülkenin içerisinde durum biraz farklı, insanlar çok sıcak kanlı ve sevecen. Türk olduğunuzu öğrenince sevgi dolu yaklaşıyorlar hatta. Hemen hepsi Antalya'ya tatile gelmiş, onu anlatıyorlar. :) Yani sokakta tüfeklerde gezen asker gençler var tabii ama en azından her an sizi kontrol etmiyorlar. Mesela alışveriş merkezinde 16-17 yaşlarında olduğunu tahmin ettiğim asker kızlar vardı, bir kollarında tüfek, öbüründe çantaları varken alışveriş merkezi geziyorlardı. Bu bize çok normal gelmiyor tabii ama orada alışıldık bir durum. Orada öğrendiğim kadarıyla lise sonrası gençler direk askere gidiyorlarmış ve askerlik sonrası üniversiteye gidiliyormuş. Bu arada tabii bayan, erkek herkes askere gidiyor. Kızların 2 yıl, erkeklerin 3 yıl zorunlu askerlik yapmaları gerekiyormuş.

Neyse gelelim Tel Aviv’e... Tel Aviv sıcak iklimli bir yer. Özellikle yazın ciddi anlamda pişiyor ve nemden bunalabiliyorsunuz. Yafa (Old Jaffa), Tel Aviv'in "eski şehir" olarak adlandırılabilecek bölümü, hatta Yafa'nın dünyanın en eski yerleşim yeri olduğu söyleniyor. Yafa'ya gidip Osmanlı eserlerinden Mahmudiye Camii’ni ve Saat Kulesini de görmenizi öneririm. Bir de Yafa'nın ara sokakları gerçekten görülmeye değer.