8 Ağustos 2015 Cumartesi

İTALYA - SİCİLYA (KATANYA, SİRACUSA, ORTIGIA, TAORMINA, MESSINA,CEFALU, MONREALE, PALERMO, CORLEONE)

Hem yaz tatili yapmak, hem de tarihi bir yolculuğa çıkmak istiyorsanız Sicilya sizin için güzel bir tatil rotası olabilir. Yalnız tercihen Mayıs ya da Eylül aylarında gitmekte fayda olduğunu düşünüyorum. Ben Temmuz'da gittim 40 derecede gezmek biraz sıkıntı yarattı. Gerçi yazın gittiğinizde de gündüzü deniz tatiline ayırıp, akşam üstü itibariyle geziye geçebiliyorsunuz. Tercih size kalmış.

THY'nin Katanya'ya direk uçuşu bulunuyor. 2 saatlik uçuş oldukça kısa olsa da, bana mı denk geldi bilmiyorum ancak küçücük havalimanında bagajların gelmesi yaklaşık 1 saat sürdü. Sonrasında  bir de İstanbul'dan gelen uçaklardaki tüm bagajlar X-Ray'den geçirildi derken, toplam yolculuk 3,5 saat kadar sürüyor diyebilirim.

Katanya adanın Doğu yakasında. Ada deyince öyle küçük bir ada diye düşünmeyin. Araba kiralamadan Sicilya'da gezmeniz mümkün değil. Bu nedenle Sicilya tatilinde birinci ihtiyacınız araba ve Tomtom (Navigator) olacak. Araçları hemen havalimanının dışından kiralayabiliyorsunuz, Sicilya'nın dar sokaklarında rahat dolaşmak ve park etmek için tercihen küçük araç seçmenizi öneririm. Adanın bir haritasını koymakta fayda var. Benim gittiğim bölgeler Doğuda Katanya, Taormina, Messina ve Siracusa. Kuzey'de Cefalu, Monreale, Corleone ve Palermo.


5 Ağustos 2015 Çarşamba

JAPONYA

Japonya deneyimini ve yazılarını burada bir toparlamak istedim. Ülke olarak bambaşka bir dünyanın kapılarını açtı Japonya bana, ama daha da fazlası gittiğim her şehrinde farklı bir şey katmış olması... O yüzden yazıları ayırıp yazmayı tercih ettim zaten, hepsi birbirinden başka bir deneyim ve sanki farklı bir tatil konusuydu. Ben Japonya'da Japon turist oldum ve sürekli fotoğraf çektim. Buraya bir bölümünü koyabildim ama inanın o manzaralar karşısında fotoğraf çekmekten alıkoyamıyorsunuz kendinizi.



Japonya bana ne hissettirdi, biraz ondan bahsedeyim. Öncelikle insanların beklenenin aksine çok ama çok yardımcı buldum. Evet İngilizce'leri yeterli değil ama canla başla yardıma koşuyorlar. Yabancıları merakla süzüyorlar evet ama kötü kötü bakmak anlamında değil, anlamak anlamında. Çocukların bakışları genel olarak biraz daha garip oluyor tabii. Gözler onlara göre baya farklı olunca bir çok küçük çocukla dakikalarca bakışmalar yaşamışlığım var evet :)

İnsanlar birbirine karşı çok saygılı, hak yememek ve saygı göstermek konusunda gerçekten çaba harcıyorlar. Avrupa'lılarda da olan bu durum Japonlarda bir miktar daha ileri gitmiş, saygılı olmalarının yanı sıra daha "iyi" geldiler bana. Hep iyilik ister, hep iyilikten medet umar bir tavırları var. Tabii 10 gün genelleme yapmak için çok erken ama 10 gün içerisinde benim rastladıklarım böyleydi diyeyim. 

Bu arada alfabelerinin 2000 karakterden oluştuğunu ve hatta bazı karakterlerin direk kelime anlamı olduğunu öğrendim. 6 yaşında okula başlayıp yaklaşık 12 yılda öğreniyorlarmış, Kendi dillerinde okuma yazmayı öğrenmeyi 18 yaşında tamamladıkları düşünülünce çoğunlukla İngilizce bilmemeleri bana çok da tuhaf gelmedi açıkçası. :) Ama okuma yazmanın bu kadar sürdüğü bir noktada, mühendislik konusunda bu derece ileri gidebilmeleri de ayrı bir başarı noktası.

"Mühendislik" demişken Japonya'da en garip şeylerden biri de tuvaletlerdi :) Evet klozetleri inceleyip çözmeniz gerekiyor, üzerlerinde en az 5-6 düğme oluyor ve her birinin ne anlama geldiğini anlamaya çalışıyorsunuz bir süre. Klozet markaları TOTO :) Mesela aşağıdaki en basitlerinden biri. Nereden hangi suyu fışkırtmak istiyorsunuz, klozet kapanığı nasıl açıyorsunuz vs gibi türlü düğmeler var. Bir de klozetler alttan ısıtmalı :) Tuvalet olayını bir hayli önemsiyorlar yani :)


Bu arada Japonya dünya merkezine oldukça uzak, 11 saat uçuş ile gittiğimi söylediğimde rehbere çok az geldi. Çünkü 11 saat onlar için az. Bu nedenle zamanında Orta Asya'dan göç eden ve bu topraklara kadar gelen atalarımıza müteşekkir oldum ben bu tatil sırasında :) Oradaki dünya haritaları da haliyle bizim gördüklerimiz gibi değil. Ortada Japonya var. Sanırım herkese göre dünyanın merkezi kendi ülkesi.

Bir parantez de tabi ki hemen her konuda başlarına gelen kötü şeyleri kovma ve onların üstesinden gelme konusunda gösterdikleri üstün çaba için. Bu inanmışlık beni çok ama çok etkiledi. Su akar yolunu bulur felsefesini hayatlarının bu kadar içine koyabilmiş olmalarına hayran kaldım. Hemen her şehirde etkisini görmekle birlikte özellikle Kyoto beni ruhani olarak derinden etkiledi diyebilirim. Tapınaklar, türbeler ve her şeyden öte insanların yaşam şekilleri ve inanmışlıkları ruhuma dokundu sanıyorum. Kendinizi daha farklı bir moda sokma ihtiyacınız varsa özellikle denemenin faydalı olacağını düşündüğüm bir tatil rotası olduğunu söyleyebilirim.


TÜM JAPONYA YAZILARI

3 Ağustos 2015 Pazartesi

JAPONYA - TOKYO

Geldim bir türlü başlayamadığım şehre, Japonya'nın en büyük şehri olan Tokyo'ya... Ben Tokyo'ya Hakone'den Shinkansen ile geçtim. Burası hepinizin bildiği gibi gerçek bir metropol. Bence çok da düzenli ve oldukça güzel bir şehir. Tokyo'da tabi ki ilk dikkatinizi çeken şey devasa yapılar. Büyük büyük binalar, kocaman ve karmaşık köprüler. Öyle ki köprü konusunda neden Japonlara güvendiğimizi bir kez daha anladım, yalnız bir gerçeği de belirtmekte fayda var, kendilerine yaptıkları köprüler bizimkilerden biraz daha büyük ve gösterişli :) Ama sonuçta Asya ve Avrupa'yı bağlayabilmek bizim güzel köprülerimizin tekelinde olduğu için bence sıkıntı yok. :)


Köprü dışında devasa yapılardan biri de tabi ki Tokyo Tower. Japonya'da alışık olduğumuz üzere bu kulenin de bir dilek özelliği var. :) Kulenin ışıkları akşam güneş batınca yanıyor, şehirde herhangi bir yerde ışıkların yandığı anda görür ve dilek dilerseniz, dileğiniz oluyor. Ben tabi ki bunu da es geçmedim ve dileğimi diledim. Çıkıp çıkmadığını zaman gösterecek. Işık her dönem farklı renklerde yanabiliyormuş. Yani bu güzel kule sürekli kıyafet değiştiriyor. Özellikle akşam manzaralı bir yerden kuleyi izlemenizi öneririm. Yakından kuleyi en iyi görebileceğiniz yer Roppongi bölgesi. Yalnız insan yakından yandığını çok anlayamayabiliyor, gereksiz beklemeyin diye belirtmek istedim :)