26 Temmuz 2015 Pazar

BOZCAADA

Son Güncelleme: 2015

Bozcaada, Yunan adaları da dahil en sevdiklerimden ama ah o yol ve feribot eziyeti... Hele de tatil zamanı gidiyorsanız (yani bayram vs gibi) Bozcaada’ya gitmek için (İstanbul'dan) 2 kez feribota binecek olma fikri gerçekten çok ürkütücü. Ürkütücü olan feribota binmek değil de binebilmek için saatlerce sıra beklemek... Yine de değer mi? Değer... Ama seçeneğiniz varsa şayet, sizin tatil kabul ettiğiniz ancak resmi olarak tatil olmayan bir zamanda gidin :) 

Bu arada yeni uygulama ile en azından adadan dönüşte rezervasyon yaptırdığınız feribota biniyorsunuz, bu bile bir gelişme. Daha önce 4 saat önce araba bırakmak zorunda kalmışlığım var...


                                            

Ada’da görülmesi ya da yapılması gerekenler; buz gibi muhteşem denize girmek, şarap içmek, şarap almak (Corvus'a uğramadan, şarapları denemeden ve şarap almadan dönmek zaten mümkün değil), balık ve mezelere doymak, rüzgar santrallerinin orada gün batımını izlemek, muhteşem ev yapımı reçelleri tatmak...

JAPONYA - HAKONE (FUJI)

Fuji Yanardağı'nı görmek için ana üs olarak kullanılan Hakone bölgesine geldi sıra. Hakone'ye gitmek üzere Odawara istasyonuna Kyoto'dan yaklaşık 3 saatte Shinkansen ile ulaşabiliyorsunuz. Hakone'ye bir gün ayırmanızı öneririm. Böylece hem muhteşem Hakone Açık Hava Müzesini gezebilir, hem de Ashinoko gölünde bir tekne gezisine çıkabilirsiniz. Bu tekne gezisi sırasında da meşhur Fuji dağını görüp fotoğraflayabilirsiniz. 

Fuji'yi görmenin bir kaç yolu var. Biri bahsettiğim tekne gezisi, biri teleferik, bir diğeri de Pnshi Hakone Koen parkı. Malesef sis nedeniyle ben üçünden de göremedim ama olsun, havası da yetti :)

Hakone Açık Hava Müzesi gerçekten bir görsel şölen, hem doğa, hem heykeller çok etkileyici. Müzenin içerisinde bir de Picasso sergisi bulunuyor. Müzede gezerken ne tarafa bakacağınızı şaşırıyorsunuz. Bir yandan çiçekler ve ağaçlara, bir yandan da muhteşem heykellere bakıyorsunuz.




JAPONYA - NARA

Japonya'nın ilk imparatorluk başkenti olan Nara Kyoto'dan yaklaşık 45 dakika uzaklıktan bir şehir. Meşhur JR Pass'iniz varsa bu seyahat de sizin için ücretsiz olacak elbette. 

Nara'da tren istasyonunda iner inmez kendinizi yukarı doğru yürümeye verin. Görmeniz gereken 3 tane yer var. Todaiji Tapınağı, Kasuga-taisha shrine'ı ve Nara Parkı, meşhur geyik parkı. Aslında bunların hepsi parkın içerisinde bulunuyor.

Tapınak ve shrine genel olarak tüm şehirlerde gördükleriniz gibi ama geyik parkı denilen alan gerçekten yaşanması gereken bir deneyim. Parkın içerisinde neredeyse "evcil" hale gelmiş geyiklerin arasında geziyor, onları besliyorsunuz. Tabii parkın hemen her yerinde geyiklerin evcil olmadığı, saldırabildikleri gibi tabela ve bilgiler var ama tahmin edersiniz ki pek de dinleyen yok. Bu nedenle arada yiyecek peşindeki geyikler ile onları besleyen insanlar arasında bazı kovalamaca olayları da yaşanıyor. Geyikler de gerçekten yabani gibi değiller bu arada. Geyikler tanrıların habercisi oldukları kabul edilen 8. yüzyıldan beri parkta koruma altında tutuluyorlar. Ben geyikleri oldum olası çok sevdiğim için pek bir eğlendim bu parkta. :) Bu arada geyiklerden bağımsız olarak park da çok güzel. Bu harika parkın, ağaçların arasında yürüyüş yapmak ayrı bir keyif diyebilirim.

Japonya'ya giderseniz Nara'ya bir yarım gün uğrayın derim. 

20 Temmuz 2015 Pazartesi

JAPONYA - KYOTO

Kyoto Japonya'nın gördüğüm en eğlenceli ve güzel şehri, ben çok beğendim. Kyoto'ya Osaka'dan tren ile geçilebiliyor. Meşhur Shinkansen trenleri ile yaklaşık 25 dakikada Kyoto'da olabiliyorsunuz. 

Benim Japonya'da gördüğüm en güzel tapınak, bir Budist tapınağı olan Golden Pavilion'du. Gerek altın rengi tapınak, gerekse incelikle tasarlanmış muhteşem bahçesi görülmeye değerdi. Gerçekten çok beğendim burayı. 





JAPONYA - HIROSHIMA

Hiroşima gezisine başlamadan önce Japonya'ya turist olarak gittiğinizde yapmanız gereken ilk şeyi söylemeliyim, bir Japan Rail Pass edinmek. Bu kart tüm trenlerde geçiyor, bununla bütün ülkeyi şu meşhur hızlı tren olan Shinkansen ile gezmeniz mümkün. Ben JR Pass'imi tepe tepe kullandım, çok da memnunum :)

Hiroşima Osaka'dan Shinknasen ile yaklaşık 2 saat sürüyor. Bir ek bilgi daha, olur da tren saatinizi kaçırırsanız bilet için gittiğinizde size yer yok derlerse vazgeçip dönmeyin. Shinkansen'de sadece bazı vagonlarda yerler rezerve edilebiliyor. Ama rezerve edilecek yer olmaması trende yer olmadığı anlamına gelmiyor, diğer vagonlarda erken gidip binip yer bulup oturabilirsiniz. Vagonların üzerinde rezerve olup olmadıkları yazıyor. Ben bunu malesef acı bir tecrübe ile asıl treni kaçırıp, diğer iki trende yer olmadığını düşünüp 2 saat bekledikten sonra bindiğim Shinkansen'de öğrendim. Siz yapmayın :(

Japonya'da JR Pass dışında bir de şehir içinde metroda kullanmak üzere bir PASMO olmanızda fayda var. Bunu akbil gibi doldurup metroyu istediğiniz şekilde kullanabiliyorsunuz. 

Bu kadar yol bilgisi sonrası gelelim Hiroşima'ya. Osaka Shin-Osaka istasyonundan direk tren ile Hiroşima'ya gidebiliyorsunuz. Bu arada endişe etmeyin tren, metro vs tüm sistemler çok net kolay ve İngilizce tüm bilgilere ulaşabiliyorsunuz. 

Trenden indikten sonra Hiroşima'da yapacak iki şey var, biri meşhur Hiroshima Peace Memorial Parkı gezmek, diğeri ise Miyajima Adasına bir yolculuk. %99'u orman olan Miyajima adasına feribot ile gidiyorsunuz. Adadaki Itsukushima Shrine'ının önünde meşhur yüzen O-torii Gate sizi karşılıyor (Floating Torii Gate). Bunu fotoğraflamadan adaya gitmiş sayılmıyorsunuz. :) Adanın etrafında istiridye avlanıyor. Ada gidip görmek ve özellikle Torii Gate'i görüntülemek için faydalı.




JAPONYA - OSAKA

Henüz çok yeni tamamlanmış bir gezinin ardından bir an önce yazmak ve yaşadıklarımı mümkün olduğunca unutmadan buraya aktarmak istedim. Japonya fikri ilk nasıl çıktı bilmiyorum ama özellikle Afrika seyahatimden sonra artık Avrupa'ya değil de mümkün olduğunca uzaklara gidip oraları görmenin, orada yaşayan insanları tanımanın bana daha farklı hisler tattırdığını fark ettim. Ve Güney Amerika mı, Nepal mi derken kendimi Japonya'da buldum :)

Seyahat planı ilk olarak uçak bileti ile başladı her zamanki gibi, Osaka gidiş Tokyo dönüş uçak bileti alındı ve arası araştırılmaya başlandı. Japonya uzunlamasına bir ülke olduğu için aşağı yukarı Osaka-Tokyo arasında aradığınız her şeyi bulabildiğinizi söyleyebilirim. Sadece Hiroşima bu ikilinin dışında kalıyor, ona da Osaka'dan günübirlik gidip gelebiliyorsunuz.

Kenya Tanzanya seyahatine benzer olarak uçak bileti sonrası Japonya'da yerel bir tur aramaya başladım. Böylece sadece görmek istediğim yerleri bildirip ara program ve ayarlamaları onların yapmasını istedim. Internette ararken karşıma Backyard Travel çıktı, iyi ki de çıktı... Asya'da bir çok ülke için kişiye özel turlar ayarlayan bu şirkete internetten planımı ve beklentilerimi yazdım. 24 saat içinde benimle temasa geçip tam da istediğim detayda bir tur programı çıkardılar. Fiyat olarak da geçirdiğimiz tatil ve gezdiğimiz yerlere kıyasla oldukça makul kabul edilebilirdi. Şimdi turu tamamladığım için gönül rahatlığıyla yazabilirim. Backyard beni hiç şaşırtmadı, biz hata yaptık onlar yapmadı. (Tren kaçırmak vs gibi) :) Dolayısıyla Asya için bir tur planınız varsa, buradaki turlar ile ayarlamak yerine işi bilen ve güvenilir bir acenta ile size özel turlar ayarlamak isterseniz, Backyard'ı tavsiye ederim.

Neyse gelelim Osaka'ya. Aslında Osaka Japonya'da gördüğüm yerler arasında beni en az etkileyen yer. Japonya'nın 3. büyük şehri (Tokyo ve Yokohama'dan sonra). Görülmesi gereken yerleri Osaka kalesi, Sumiyoshi Taisha türbesi (shrine), bir de Umeda Sky Building'in üzerindeki Floating Garden Observatory. 

Osaka Castle manzarası oldukça etkileyici, bir de kalenin müzesini de şöyle bir gezip Samuraylar hakkında bilgi almanızda fayda var :) Japonya'da tarih boyunca iki önemli insan var, biri Emperor (imparator), diğeri ise Shogun (Ordunun başı). Shogun denince aklınıza Samuraylar gelebilir. Bu ikisi tarih boyunca bazen birlikte olmuş, bazen karşı karşıya gelmiş. İmparatorluk babadan oğula geçiyor ve sembolik olarak da olsa halen devam ediyor. Kale ve müze geçmişten günümüze shogun'ları detaylıca anlatıyor ve genel olarak Japon tarihi ile ilgili bilgi edinmenizi sağlıyor.



6 Temmuz 2015 Pazartesi

PAÇACI HİKMET

Bu sefer bir mekan anlatmak istiyorum, ben çok severim ama her bünyede aynı etkiyi yaratır mı bilmiyorum. Özellikle yemek ile ilgili şeyler çok göreceli malum. Mekanın adı Paçacı Hikmet Anadolu Yakasında oturup yolu Bostancı'dan geçenler farkında olmasalar da bu mekanın önünden geçmişlerdir. Tam Bostancı minibüs caddesinde, ışıklı tabelaları olan bir mekan.


İlk defa seneler önce bir arkadaşımın önerisi ile gitmiştim, sonra sonra Vedat Milör'e de konu oldu kendisi. Her gidişimde aynı kalite ve özen. Tabii siz sakatat, yağlı et vs yemem, sevmem diyorsanız baştan gitmeyin zaten, onu da belirteyim. 

Aşağıda gördüğünüz muhteşem tuzlama, özellikle akşam alkol sonrası uğrayıp sirkeli sarımsak ile içilmelik. Ben alkolsüz de içiyorum ama alkol almadan yiyemem diyenler için Paçacı Hikmek 24 saat açık.

1 Temmuz 2015 Çarşamba

ÇEŞME - ALAÇATI

Alaçatı'yı öyle genel anlamıyla anlatmayacağım aslında. Türkiye'de tatil beldeleri içinde favorim Kaş ve Bodrum değişmez bir şekilde. Ama Alaçatı da farklı bir dünya ve keyif. Yazın başında ve sonunda daha çok seviyorum ben Alaçatı'yı, daha sakin oluyor çünkü. Genel olarak denizi, plajı ve eğlencesinden çok beni asıl etkileyen, ara sokakları, dükkanları ve muhteşem restaurantları.

Son dönemde Alaçatı dediğimiz yer aslında Hacımemiş tarafına kaymaya başladı. Bu geçmişte İstiklal'den Asmalı'ya olan kayış gibi biraz galiba. Yazı Alaçatı üzerine genel bir yazı değil de yemek odaklı bir yazı olacak. "Yediğin içtiğin senin olsun, gördüklerini anlat" derseniz, ben onun tam tersini yapacağım birazdan :) Mümkünse gidin ve aşağıda bahsettiğim yerlerde, bahsettiğim şeyleri tek tek yiyin. :)

Öncelikle Cumartesi günleri kurulan pazara kesinlikle gitmenizi öneririm. Pazar Hacımemiş tarafında, Alaçatı terminalinin hemen yanında kuruluyor. Ege'nin tüm otları, rengarenk, taze meyve ve sebzeleri sizi bekliyor pazarda. Satın almasanız bile gezinmek gerçekten hoşunuza gidecek. Tabii alıp evinize götürüp yemenizi ayrıca öneririm.