Bu sefer değişiklik yapıp yaz, deniz tatilini Türkiye'de ya da Yunan Adalarında değil de taa Afrika'da geçireyim dedim :) Tunus normal şartlarda çok aklıma gidip gideceğim bir yer de değildi aslında ama bir arkadaşımın ablası orada yaşadığı için bizi gezdirebileceğini de düşünerek bu şekilde bir programa girmiş bulunduk.
Tunus'ta konaklama için tercihimiz Hammamet oldu ama gündüz denize girmek dışında otelde pek kalmadık. Genel olarak akşamları şehir şehir gezdik diyebilirim. Gidilebilecek 3 tane şehir var. Tunus, Hammamet ve Sousse. 3'ü de görülmeli. Bir daha gitsem yine Hammamet'te kalırım muhtemelen çünkü ulaşım açısından daha mantıklı bir konumda. Ama aslında Sousse'u şehir olarak daha çok beğendiğimi söyleyebilirim.
Tunus'a gitmek için saatleri daha uygun diye Tunus Air'ı seçmişiz. Büyük hata, siz yapmayın! Uçağın içinde bir tek zıplayan horoz, tavuklar eksik. Giderken koltuğumun kolu yoktu mesela, kopmuş :) Baya eğlenceli, otobüs yolculuğu vari bir gezi sonrasında Tunus'a 2 saat rötarla vardık. (Aslında 1 saat rötar vardı ama nasıl olup da 2 saat geç vardık onu biz de pek anlamadık) Bu arada Tunus'ta saat 2'ye gelmiş olduğundan (TR saati 4), bavulları aldık ve direk otelimize yerleştik. Arkadaşımın ablası sabah arayıp ona getirdiğimiz yiyecek dolu bavuldan giysi çıktığını iletince bavulları karıştırdığımızı anlayıp sabah havaalanına gidip 1 saat bavul arayıp neyse ki bulduk. Ve tatil yine bir macera ile başladı... (Şaşırdık mı? Hayır!)
Tunus'da araba kiralamadığınız taktirde ulaşım biraz sıkıntılı. Etrafta ulaşım vari bir araç görmedim. Taksiler sadece şehir içinde çalışıyor, diğer şehirlere geçilemiyor malesef. Sadece havaalanındaki taksiler ile direk diğer şehirlere gidebiliyorsunuz. Bu arada benzin ve araç kiralama gerçekten inanılmaz ucuz, insan bir kez daha nasıl bir kazık yediğimizi görüp sinir oluyor. Benzinin litresi 1,67 dinar, yani 2,17 TL... Başka yoruma gerek yok bence.
Hammamet'te otel tercihi olarak önerim Radisson Blu. Gerçi otellerin hemen hepsi iyi diyebilirim. 4-5 yıldızlı otellerin hepsinin plajı var ve denizi çok güzel. Deniz kenarında şezlongda yatıp Ice Coffee keyfi yapıyorsunuz demek isterdim ancak Tunus insanına malesef Ice Coffee'yi anlatmayı başaramadım :( Genelde buz ve sıcak kahve geldi, ben karıştırdım olabildiğince. Neyse ama deniz kenarında şezlonda yayılıp, biranızı alıp kitabınızı okumak için ideal, çok sakin ve keyifli. Yalnız siz bu eylemleri yaparken önünüzden develer geçebiliyor... Aşağıda gördüğünüz devenin adı Jacklin'di. 10 Euro'ya kendisi sizi deniz kenarında gezdiriyor. Ben denemedim ama binen İngiliz turistler vardı. Plajda ayrıca sörf ve parasailing de yapabiliyorsunuz.
Tunus'lular genel olarak çok yardımcılar. Bilindik kurnaz Arap zihniyetini görmedik açıkçası. Sadece biraz ağırkanlı oldukları söylenebilir. Ama o sıcak iklimde normal sanıyorum. Bayram döneminde gittiğimiz ve onlarda da Ramazan Bayramı olduğu için onların da tatil sürecine denk geldik. Yalnız biraz enteresan bir şekilde son güne kadar bayramın günü belli değildi Tunus'ta. Ayın durumuna göre karar verildiğinden, Pazar günü bayramın Pazartesi başladığına kanaat getirdiler. (Türkiye'de zaten olduğu üzere :) )
Tunus Merkezde gezmek için ilk gitmeniz gereken yer Sidi Bou Said. Burası kapıları ile meşhur. Beyaz, mavi evler ve mavi kapılar gerçekten görsel bir şölen. Ayrıca öğrendiğime göre bu kapıların üzerinde ne kadar fazla çivi varsa, o ev sahibi o kadar zengin demekmiş... Sidi Bou Said'in deniz manzarası da çok güzel.