7 Ocak 2015 Çarşamba

EDİRNE

Bu aralar Türkiye'den yazmaya devam ediyorum, hayırlısı bakalım... :)

Efendim bir asker ziyareti sebebiyle gitmiş ve iyi ki gitmişiz dediğimiz yere geldi sıra, Edirne. İyi ki; hem "askeri iyi ki gördük" anlamında, hem "Edirne'yi iyi ki gördük" anlamında :))

İstanbul'dan sabah erkenden yola çıkarsanız 1 günlük güzel bir ziyaret ile Edirne'nin keyfini çıkartmanız mümkün. Biz ilk olarak Meriç'in kıyısında güzel bir kahvaltı yaparak başlamıştık Edirne'ye. Hava oldukça soğuktu malumunuz Trakya, yazın gitmiyorsanız sıkı giyinin... Meriç'in havasında taze besinler ile kahvaltı yapmak gerçekten güne zinde başlamanızı sağlıyor.

Ardından tabii Edirne'ye kadar gelip görmeden dönülmemesi gereken meşhur Selimiye... Mimar Sinan'ın ustalığını gösterdiği camii... İçine girmeden Mimar Sinan'a hayran kalıyorsunuz, ancak bir de içine girip kubbesini içeriden görünce gerçekten Sinan'ın becerisine inanamıyorsunuz. Bir efsaneye göre Sinan bu eseri Ayasofya ile övünen Hristiyan alemine karşı gücünü göstermek için yapmış. Selimiye'nin kubbesi göz önünde bulundurulunca çok da haksız sayılmaz aslında. Sonuçta bunlar hep efsane, gerçekten bu nedenle mi yapmış bilinmez ama hakikaten çok güzel yapmış... :))

5 Ocak 2015 Pazartesi

GEZMELİ

Hayattan herkesin beklentisi farklı evet. Ben hayatımı görmediğim nereler var, oralarda insanlar ne yapar, ne yer, nasıl yaşar diye düşünerek geçirenlerdenim. Kafam genelde pek boş kalmasa da, kendisini zorlayıp zaman zaman sadece buna kafa yorabiliyorum. Bazen hayal kırıklığı yaratıyor bende bu, eee bu muymuş yani diye (bakınız Cinque Terre). Yanlış anlaşılma olmasın beğenmediğim için değil, çok hayal edip kendime gore elim boş dönmüş hissettiğim için. Bu his neden, onu bilemiyorum aslında. Ama bazen de işte bu dedirtiyor bana (bakınız Kenya-Tanzanya), bu da sanırım hayallerimin ve beklentimin ötesinde bir şeyler bulduğum için…

Gezmek ve yeni yerler, insanlar tanımak bence bu dünyada yapılabilecek en güzel şey. Hani şu klasik milli piyango çıksa dünyayı gezerim kavramı benim yaşam felsefem ama milli piyango çıkmasını beklemiyorum ben bunun için. İnanın gerek de yok... Düşünün ki koskoca bir uzayda (Interstellar'ı izlediyseniz gözünüzde canlandırmanız daha kolay olur :) ) zaten ufacık bir gezegene sıkışmışız. En azından ölmeden onun üzerinde görebileceğimiz kadar çok yer görmemiz gerekmez mi? İşte tam da bu sebeple gezmeli, bolca, sıklıkla, imkanlarınız elverdiğince çok.

Dünya küçük ama dünya güzel. Daha çok küçük bir kısmı gördüm ama ben gördüklerimden memnunum. Görebileceklerime dair güzel ışıklar veriyor bana :) 

İyi gezmeler...

And I think to myself, what a wonderful world ...